Kimyasal soyma işlemi, derinin yıpranmış tabakasının soyulmasını ve dökülmesini sağlayarak, zemindeki daha sağlıklı ve daha canlı tabakanın ortaya çıkarılması işlemidir. Sonuç ise daha canlı, daha taze, daha gergin ve düzgün bir cilttir. Soyma işlemi, özel kimyasal solüsyonların cilde sürülmesi şeklinde uygulanır. Bu solüsyonlar, cilt üzerine sürüldüklerinde deri yüzeyine hafif bir yanık oluşturur, derinin en yüzeysel tabakasındaki hücreler arası bağları zayıflatır ve bu şekilde hücrelerin dökülmesini sağlayarak etkisini gösterir. Yüzeyel tabakadaki hücrelerin dökülmesi, yeni deri hücrelerinin yapımını hızlandırır ve cilt yüzeyi daha taze hücreler ile kaplanmış olur. Kimyasal soyma amacıyla değişik kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Kullanılan maddeye göre yüzeyel, orta ve derin soyma yapılabilmektedir. Bu tedavi başta yüz bölgesi olmak üzere vücudun her bölgesine uygulanabilir. Son derece güvenli ve kolaydır. Hastanın problemine bağlı olarak tekrarlayan seanslar gerektirir. Hastalar hiçbir sıkıntı yaşamadan günlük aktivitelerine dönerler. Kimyasal peeling genel olarak akne, lekelenme, yaşlanmayı geciktirme ve iz tedavisi gibi deri problemlerinin tedavisinde veya tedaviye yardımcı olarak kullanılmaktadır. Soyma işlemi, ofis ortamında yapılan, 5-10 dakikalık bir işlemdir. 2-4 haftalık aralar ile tekrarlanmalıdır. Soyma etkilerinin cilt üzerinde fark edilebilmesi için en az 6-8 seans uygulanmalıdır. İşlem sırasında hafif yanma, kızarıklık olabilir ancak bu durum geçicidir. Tedaviden sonra da kısa zamanda geçen kızarıklık, pullanma olabilir. Tedavi sonrası enfeksiyon, skar (nedbe dokusu) oluşma riski ise yok denecek kadar azdır. Soyma uygulaması sonrası cildin tahrişten ve güneşten korunması çok önemlidir. Yaz aylarında peeling işleminden kaçınmak gereklidir.Kimyasal soyma işlemi sonrası kişiler normal aktivitelerine devam ederler. Gebelerde ve uygulama bölgesinde aktif enfeksiyonu olanlarda, soyma işlemi uygun değildir. Bu tedavi uzman kişiler tarafından uygulandığında çok etkili ve güvenlidir. Son yıllarda leke tedavisinde tek bir seans uygulanan soyucu ürünler başarıyla kullanılmaktadır.
Deri kırışıklarının ve çöküntülerinin tedavisinde botulunium toksini (BTX) ve çeşitli dolgu maddelerinden faydalanılarak yapılan enjeksiyon tedavileridir. Mezoterapi ve dolgu tedavisi yöntemleri ayrı ayrı uygulanabildiği gibi son yıllarda mezoterapi ve dolgu maddesi enjeksiyonunu bir arada yapan dolgu maddeleri başarıyla uygulanmaktadır. BTX tedavisi, uygulandığı kasları geçici olarak gevşeterek etki eden bir tedavi şeklidir. Kas kitlesi, kırışıklık derecesi, anatomik yapı ve deri kalınlığına göre uygulanacak ilaç miktarı ve uygulama bölgeleri değişebilir. Tedavi yapıldıktan 2-3 gün sonra kırışıklığa neden olan kaslar gevşemeye başlar, 1-2 haftada kırşıklıklar düzelmeye başlar ve bu etki yaklaşık 3-6 ay sürer. Bu süre kişiden kişiye değişiklik göstererek beklenenden daha kısa veya daha uzun sürebilir. Tedavinin başarısını arttırmak veya oluşabilecek zararları azaltmak için tedaviden önce gebelik, emzirme, sinirsel veya kas hastalığı ve allerjik bir bünye veya herhangi bir nedenle kullanılan ilaçlar varsa mutlaka uygulayan hekime bildirilmelidir. Tüm tıbbi işlemlerde olduğu gibi bu işlemde de bazı riskler vardır. Tedavi edilen alanda işlem sırasında ağrı, işlem sonrasında bazen geçici hissizlik, morarma gelişebilir. Bazen 2-3 saat süren geçici bir baş ağrısı ortaya çıkabilir. Bu tedavide nadiren de olsa 2-4 hafta süren geçici bir kaş düşüklüğü riski vardır. İşlem sonrasında yan etkileri artırabileceğinden tedavi sonrasında işlem yapılan alana basınç uygulama veya elle ovmaktan kaçınılmalıdır. Tedavinin başarısını ve yan etkilerini değerlendirmek üzere işlemden 10-14 gün sonra kontrole gelinmesi istenir. Uygulamanın başarısını sürdürmek ve bir sonraki uygulama planlaması için 4 ay sonra kliniğe gelinmesi tavsiye edilir.
Dermaterapi, dünyada "dermaroller", "mesoroller" ve "microneedling" isimleri ile de bilinmektedir. Mikroiğne tedavi yöntemi olarak da değerlendirebileceğimiz bu tedavi yöntemleri deride kontrollü bir hasar oluşturarak derinin bütünlüğünde büyük rol oynayan kollajenin yeniden yapılanmasını sağlayarak deri yaşlanmasını tedavi ederler. Deri çatlakları, akne skarları, leke tedavisi ve yanık skarlarının tedavisinde dermapen veya dermaroller kullanılabilir. Ayrıca bu cihazlar tek başına kullanımları dışında kimyasal peeling ve PRP tedavilerinde maddenin deriye daha derin bir şekilde uygulanmasını sağlarlar. En önemli avantajları yazın da kullanılabilmeleri ve tedavi sonrası bakım gerektirmedikleri için günlük hayatı etkilememeleridir.
Bu tedavilerde amaç yaşlı ve hasar görmüş deri ve deri altı dokuları uyarmak ve yenilemektir. Plateletler yani trombosit hücreleri, kanın pıhtılaşmasını sağlayan vücudumuzdaki hasarlı damarları ve diğer dokuları onaran büyüme faktörleri içeren hücrelerdir.
Saç dökülmesi, cilt gençleştirme, yara ve akne izlerinin tedavisinde kişinin kendi kanı santrifüj edilerek yine kendisine uygulanan bu tedavide uygulama yaparken dermaroller ya da dermapen de kullanılabilir. PRP’nin en önemli avantajı tedavide kişinin kendi kanından elde edilen trombositler kullanıldığı için herhangi bir allerji riskinin olmamasıdır. PRP tedavisi 2 hafta aralıklarla 3-4 seans uygulanabilir.
Fibroblast tedavisinde ise hastanın kendi kanı ve güneş görmeyen derisinden ya da yağ dokusundan alınan bir parça laboratuar ortamında çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra deriye enjekte edilir. Yaklaşık 10-15 gün içinde ilk olumlu değişiklikler gözlenir.
Koyu tenlilerde ve ince kılların tedavisinde NdYAG lazer, açık tenlilerde ise Alexandrite lazer epilasyon amacıyla kullanılır. NdYAG lazer ince varis ve damarların tedavisinde de başarıyla kullanılır. Son yıllarda ard arda her iki tip lazeri de uygulayabilen atım teknolojisine sahip cihazların geliştirilmesiyle tedavi başarısı artmış ve yan etkiler azalmıştır. NdYAG lazer yaz mevsiminde ve yüz bölgesinde çekinilmeden kullanılabilir.
Kırışıklıkların, kabarıklıkların, lekelerin, deri çatlaklarının ve çökük akne izlerinin tedavisinde hem Erbium hem de CO2 lazer olma özelliğine sahip dual lazer cihazları ile son yıllarda daha az yan etki ile çok daha kısa sürede iyileşme sağlanmaktadır. Erbium lazer tedavisi yaz mevsiminde de uygulanabilir.
LPG ve kavitasyon tedavilerinin ötesi olarak değerlendirilebilen bu tedavi yönteminin tek başına uygulanması ile selülitler azaltılabilir ve bölgesel incelme sağlanır. Bu yöntem liposuction ameliyatları sonrasında tamamlayıcı olarak da kullanılabilir. Tedavi yapılırken hasta özel giysiler ile sarılır ve masaj uygulanır. Genellikle 10 seans uygulanması önerilmektedir.